DÜN GECE BENİ ÇOK DUYGULANDIRAN BİR ŞEY OLDU. VAN DEPREMİ TEKRAR YÜREĞİMDEN VURDU

Dün gece beni öylesine duygulandıran bir şey oldu ki, hemen oturup duygularımı kaleme dökmek istedim. Yazı başlığını da bu duyguların altında attım. Beni böylesine duygulandıran, Kahramanmaraş Derneği Başkanımız Sayın Şahver Tuna’nın Van’da deprem felaketine maruz kalan Çerkes kardeşlerimize yaptığı ziyaret sonuçlarını bana aktarırken anlattıkları oldu. Sayın Şahver Tuna ve arkadaşları Van depreminde zarar gören, yaralanan ve Bitlis Ahlat’a getirilen Çerkes ailelerle buluştu ve haberini web sitemizde yayınladık. Şahver kardeşim sitemize yazıyı yazmadan önce, Maraş’a döner dönmez gece beni arayarak oradaki izlenimlerini canlı olarak aktardı. Şahver’in anlattıklarını gözlerim yaşararak dinledim,  gerçekten çok duygulandım. Duygularım o kadar karışık ve yoğun oldu ki sıcağı sıcağına toplumumuz ile paylaşmam gerektiğine inandım. Sabah yazıya başladım ama aynı gün tamamlayamadım. Bir gün gecikmeli de olsa yazıp aktarıyorum. Gecikmem için kusura bakmayın. Ama yazarken aynı duyguları hala yaşadığımı itiraf etmeliyim.

Sayın Şahver Tuna Ahlat’ta karşılaştığı Çerkes kardeşlerimiz hakkında bilgi verirken önce utandım. Deprem sonrası Ahlat Dernek Başkanı olarak Sayın Nuri Alparslan bizleri aramış ve depremde iki Çerkes ailenin mağdur olduğunu, evlerini yıkıldığını ve yaralılarının olduğunu bildirmişti. Van’da, Erciş’te Çerkes ailelerin olduğunu biz Nuri Alparslan kardeşimiz sayesinde öğrendik. Bildiğiniz gibi hemen bir yardım kampanyası başlattık. Yardım kampanyası da devam etmekte.  Bu arada Bitlis’te nasıl bir Çerkes camiası olduğundan, kimler olduğundan haberimiz bile yoktu. Şahver kardeşim Bitlis’te 5 tane Çerkes köyünün olduğunu anlatırken hayretler içinde kaldım. Bu güne kadar bizim yerleşim haritalarımızda Bitlis’de yerleşik Çerkes köyleri ile ilgili bir bilgiye rastlamamıştım. Ben ilk defa duydum ve bu bilgisizliğimden utandım.

Şahver Tuna, Van’dan Ahlat’a getirilen Çerkes kardeşlerimizin durumlarını anlattı, içim sızladı, üzüldüm. Bitlis’te Doğu’nun zor koşullarına rağmen, dillerini yaşlılar hariç unutmalarına rağmen,  kimliklerini koruma konusundaki gayretlerini, Maraş heyetini karşılamada gösterdikleri heyecan ve duygu yükünü anlatırken, onların varlığından ve sorunlarından habersiz kalmamızdan dolayı da utandım.

Şahver Tuna depremde enkaz altında kalan minik yavrumuz Setenay’ın ve annesinin durumunu anlattı. Kendisine götürdükleri minik hediyenin Seteneyi nasıl sevindirdiği anlattı. Seteney ve annesinin bellerinde kırık varmış. Onlara çok üzüldüm. Şahver iyileşeceklerini söyledi, inanılmaz sevindim.  Onların sevincine neden olan Şahver Tuna ve arkadaşlarının camimız adına gösterdikleri bu özveri beni mutlu etti. Yaklaşık 10 saatlik yolu aşarak, Çerkes toplumu adına Ahlat’a ulaşan kardeşlerimiz, camiamızın yüz akı oldu. Sesimizi selamımızı Ahlat’ta unutulmuş Çerkeslere ulaştırdıkları için kendilerine minnet duydum. Sonra döndüm sitemizdeki bağış listesine baktım. Bu kez duyarsızlığımızdan utandım.

Ahlat’ta KAFKAS KÜLTÜR ve DAYANIŞMA DERNEĞİ kurarak Doğu’da Bitlis’te unuttuğumuz kardeşlerimizi örgütleyen, onların sesini bize duyuran Nuri Alparslan kardeşimiz sana binlerce teşekkürler.

Kahramanmaraş Dernek Başkanı Şahver Tuna ve arkadaşları öyle güzel bir iş yaptınız ki, sizlere de toplumumuz adına şükran borçluyuz. Ahlat’ta unutulmuş kardeşlerimizi ve problemlerini sizin sayenizde öğrendik. Yaptığınız insanı yardım çalışmasının çok ötesinde oldu.

Ben bu güne kadar, utanç, üzüntü, sevinç,  mutluluk, minnet ve tekrar utanç duygusunu bir arada, bu kadar yoğun yaşamamıştım. Dün gece tüm bu duyguları bir arada yaşadım. Depremi bir kez de yüreğimde hissettim. Duygu ve düşüncelerimi sizlerle paylaşmam gerektiğini düşünerek kalemim yettiğince yazıya döktüm.

Yazımı okuyanlar, lütfen sitemizdeki Şahver Tuna ve arkadaşlarının Ahlat’ı ziyaret haberine bir daha girin. Oradaki resimlere bir daha bakın. Neden duygulandığımı o resimler daha güzel anlatıyor. Resimlere baktıktan sonra da lütfen yardım listesine bakın, orada isminiz varmı? Bunları sizleri utandırmak için yazmıyorum. Biliyorum birçoğunuzun haberi olmamıştır veya haberi olmuştur vakti olmamıştır. Aslında söyliyeyim, Ahlat’ta yaşayan kardeşlerimiz tüm zorluklarına rağmen bizden bağış beklemiyor. Onlar onurlarıyla tüm zorlukların üstesinden gelmeye çalışıyor. Şahver Tuna kardeşimiz bu açıklamayı da bana yaptı. Ama ben bunu insanlık ve Çerkeslik borcumuz olarak düşünüyorum. Biz gereğini yapalım, onlar yardımı en uygun şekilde değerlendirecektir mutlaka. Van depreminde zarar gören, yaralanan ve Bitlis Ahlat’ta misafir edilen, unuttuğumuz kardeşlerimize yalnız olmadıklarını göstermek, Çerkeslik(insanlık) borcumuz değil mi?

Bu vesile ile Van depremlerinde ölen tüm vatandaşlarımızın, kaybettiğimiz 75 tane genç öğretmenimizin ailelerine başsağlığı, tüm yaralılara acil şifalar diliyorum.

En İyi Oyun Blog